Pandemide öne çıkan sektörlerden biri olan lojistikte, birleşme ve satın alma trafiği hızlandı. Bu dönemde rekor karlılıklara imza atan küresel oyuncular, bu kazançlarını şirket satın alarak değerlendirme yarışına girdi. Rusya- Ukrayna savaşıyla birlikte küresel ticarette etkinliği artan Türk şirketleri de yabancı yatırımcının radarında. Son olarak sektörün iki büyük oyuncusu Kıta ve Alışan’ın da yabancı şirketlerle masada olduğu öğrenildi.
Kıta iki şirketle birden görüşüyor
Lojistik sektörünün önde gelen oyuncularından biri olan Kıta Lojistik’in hisse satışı için iki yabancı şirketle birden görüşme halinde olduğu öğrenildi. Bu şirketlerden birinin de Dubai merkezli Aramex olduğu konuşuluyor. Aramex, Fadi Ghandour ve Bill Kingson tarafından 1982 yılında Ürdün Amman’da kuruldu. NASDAQ borsasında işlem gören ilk Arap merkezli şirket. Aramex, Dubai Finans Piyasasında işlem görüyor.
Sekörün birçok farklı kesiminden aldığımız duyuma göre, özellikle kimya lojistiğinde sektörün en iddialı oyuncularından biri olan Alışan, ABD’nin önemli lojistik firmalarından BDP International ile masada. Dünyada 132 ülkede faaliyet gösteren BDP, Türkiye’ye 2011 yılından Bolte ismi ile giriş yapmıştı. EKONOMİ gazetesine konuşan Alışan Lojistik Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Damla Alışan, görüşme talepleri aldıklarını doğrularken, netleşen bir durum olduğunda kamuoyu ile şeffaflıkla paylaşacaklarını vurguladı.
Deniz taşımacılığının Danimarkalı devlerinden DFDS, Türkiye’nin önde gelen lojistik şirketlerinden Ekol’ün uluslararası karayolu taşımacılığı bölümünü devralmak için harekete geçmişti. Taraflar prensipte el sıkıştı. Resmi imzaların atılması ve Rekabet onayının ardından, grubun cirosunun yaklaşık yüzde 60’ını oluşturan Ekol Uluslararası Karayolu Taşımacılığı şirketi, DFDS bünyesine katılacak. EKONOMİ Gazetesine konuşan Ekol Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Musul, sürecin devam ettiğini, Rekabet Kurumu’nun kararını beklediklerini söyledi.
Ekol’ün Türkiye, Almanya, İtalya, Yunanistan, Fransa, Ukrayna, Romanya, Macaristan, İspanya, Polonya, Çekya, Slovenya ve İsveç’te olmak üzere 13 ülkede ofisi bulunuyor. Kapalı alanı 1.000.000 m2’nin üzerindeki dağıtım merkezinin yanı sıra Intermodal taşımacılığa fırsat veren haftalık 52 sefer yapan blok trenleri ve 7 bin 500 aracıyla da Ekol, Avrupa’nın önde gelen lojistik sağlayıcıları arasında yer alıyor.
DFDS, Avrupa genelinde feribot ve taşımacılık hizmetleri sunan bir şirket. DFDS’nin 10 binden fazla çalışanı, 20’den fazla ülkeden oluşan ağında görev alıyor. 1866 yılında kurulmuş olan Kopenhag merkezli DFDS, Nasdaq Kopenhag’da işlem görüyor. Ekol’ün 2021 cirosu yaklaşık 620 milyon euro olmuştu.
Öte yandan, yabancı şirketlerin bazıları da Türkiye pazarına kendi ofislerini açarak giriş yapıyor. Dünya çapında 70 ofisi ve 2 bin çalışanı bulunan Danimarka’nın köklü lojistik şirketlerinden Blue Water Shipping geçtiğimiz aylarla de yeni yatırımları doğrultusunda Türkiye pazarına giriş yapmıştı. Müşterilerine denizyolu, demiryolu, havayolu, karayolu taşımacılığının yanı sıra, hızlı kurye servisi, liman hizmetleri, ısı kontrollü taşımacılık, proje ve fuar taşımacılığı hizmetleri de sunuyor. Blue Water Shipping Global Direktörü Palle Kamstrup, Türkiye pazarına yatırım yapma nedenlerini şu sözlerle açıklamıştı. “Son iki yılda küresel tedarik zinciri gereksinimleri, kapasite sıkıntısı ve yüksek navlun oranlarından kaynaklanan zorluklarla beraber, giderek daha fazla şirket pazara yakın kaynak arayışına girdi. Türkiye’de üretimle birlikte uluslararası ticaret de artış gösteriyor. Bu alanda yüksek kaliteli lojistik hizmet ve çözümlere yönelik artan bir talep olduğunu görüyoruz. Sektördeki konumumuza, bilgi birikimimize ve deneyimimize inanarak, Türkiye’deki iki yeni lokasyonumuzun bize önemli bir pazar erişimi sağlayacağından eminiz.”
Avrupa, Asya ve Güney Amerika’da faaliyet gösteren Alman lojistik devi Rhenus’un Logistics Üst Yöneticisi (CEO) Tobias Bartz da yakın üretim merkezlerinin ve lojistiğin yüksek kullanılabilirliğinin giderek daha önemli hale geldiğini belirterek, bunun son iki yılda Türkiye’ye yoğun bir şekilde yatırım yaptıklarını söylemişti. Bartz ayrıca Türkiye’yi “tedarik zincirlerinin kalbi” olarak gördüklerini ifade etmişti. Türkiye’ye yatırım planlayan şirketlerden biri de İtalyan devlet demiryollarının satın aldığı Alman TX Logistik. Rif Line işbirliğinde pazara giren şirketin, Türkiye’de tren terminali yatırımı planlıyor. Konteyner devi Evergreen de haziran ayında Türkiye’de kendi şirketini kurmuştu.
Kur avantajı da yatırım iştahını artırdı
Lojistik sektörü yetkilileri tedarik zincirindeki sıkıntıların lojistiğin öneminin artırdığını vurguluyor. Bu durum da yatırımcının iştahını yükseltiyor. Lojistik sektör temsilcileri, Türk lojistik şirketlerine ilginin artmasının nedenlerinden birinin de döviz kurunun yabancı yatırımcıya sağladığı avantaj olarak görüyor. Lojistikçilere göre, Türkiye’de güven ortamının ve ekonomik istikrarın sağlanması daha fazla yabancı yatırımcıyı Türkiye’ye çekebilir ayrıca hisseler daha yüksek değere satılabilir.
Aysel YÜCEL – EKONOMİM.COM